Gebelik Öncesi
07 Ağustos 2018

Gebelikte Yapılan Testler

6-8. Hafta:
Gebelikte yapılan ilk kontroldür. Bu haftalarda yapılan tetkikler

1. Ultrasonografi:
Ultrasonda düzgün gebelik kesesi içinde kalp atımı olan embriyo ile embriyoyu besleyen keseyi (yolk sac) görmek mümkündür. Ultrasonda ayrıca rahimde myom, yumurtalıklarda kist türü her hangi bir kitlenin varlığı araştırılır. Rahim ağzının uzunluğu ve şekli de değerlendirilir. Bu gebelik haftalarında vajen içinden (transvajinal yolla) yapılan ultrason karından (transabdominal) yapılana göre daha net bilgi verir.

2. Kan grubu, Rh :
Gebenin kan grubu Rh negatif, eşinin kan grubu Rh pozitif olması durumunda Kan uyuşmazlığı (Rh/rh) durumundan bahsedilir. Anne rahmindeki bebeğin kan uyuşmazlığından etkilenip etkilenmediğini anlamak için ise İndirect Coombs testi yapılmalıdır. İndirect coombs testi negatif olan gebeler, kan uyuşmazlığına bağlı bebekte bir etkilenme durumunun olmadığı anlaşılarak takibe alınırlar. 28.haftada tekrarlanan İndirect coombs testi negatifliğinin devamı durumunda bebeği son aylara kadar kan uyuşmazlığından korumak için Anti D Immunglobulin enjeksiyonu yapılır. Yine, kan uyuşmazlıkları olan gebelerde doğumdan sonra bebeğin kan grubuna bakılır. Kan grubunun Rh pozitif olması durumunda anneye yapılan Anti D Immunglobulin uygulaması tekrarlanır. Anne adayı kan grubunun Rh negatif, baba adayınınkinin ise Rh pozitif olması dışındaki tüm olasılıklarda kan uyuşmazlığı söz konusu değildir.

3.Tam kan sayımı :
Tam kan sayımı ile gebeliğin başlangıcında herhangi bir kan eksikliği (anemi) durumunun varlığı araştırılır. 

4. Kan biyokimyası:
Karaciğer ve böbrek hastalıklarının gebeliğin hemen başlangıcında tespiti takip açısından önemlidir. Özellikle şeker hastalığı (diabet), yüksek tansiyon (hipertansiyon) gibi sistemik rahatsızlıkların varlığında bu testlerin önemi artar. Bu durumlarda hekimler ek olarak bazı testler de isteyebilir.

5. TORCH taraması:

Toksoplasma, Rubella (Kızamıkçık), CMV (Sitomegalovirüs), Herpes Tip 2 enfeksiyonları Ig M ve Ig G antikorları taranır. Bu tür enfeksiyonlar gebelik harici dönemlerde geçirildiğinde her hangi bir problem oluşturmazken gebeliğin özellikle ilk üç ayında geçirildiğinde bebekte bir takım sakatlıklara yol açabilir. Toksoplasma özellikle kedi ve köpek dışkıları bulaşmış yenilen gıdalardan alınır. Özellikle çiğ et ve iyi yıkanmamış meyve ve sebzeler Toksoplasma parazitinin geçmesinde rol oynar. Gebeliğin başında yapılan antikor tarama testlerinde Ig M ve Ig G antikorlarının her ikisinin de negatif olması durumu vücudun toksoplasma paraziti ile hiç karşılaşmadığını gösterir. Bu durumda gebeliğin sonuna dek toksoplasmadan korunma şarttır.

Toksoplazmadan korunmak için kedi, köpek cinsi hayvanlardan gebelik süresince uzak durmak, eğer evde besleniyorsa aşılarını yaptırmak, yenilen etleri iyi pişirmek, çiğ et yememek, yemek öncesi elleri iyi yıkamak ve meyve-sebzeleri bolca suyla yıkamak gereklidir. 

6. Tam idrar tahlili, idrar kültürü:

İlk kontrolte yapılan idrar tahlilleri böbrek fonksiyonlarının indirekt bir göstergesi olduğu gibi gizli veya aşikar idrar yolu enfeksiyonu varlığını konusunda da bilgi verir. İlk aylardaki idrar yolu enfeksiyonları gebeliğe bağlı bulantı ve kusmaları arttırır, idrarda yanma ve/veya kasık ağrılarına neden olabilir. Son aylardaki gizli veya aşikar enfeksiyonlar ise erken doğum sancılarına sebep olabilir.

7. Servikovaginal smear testi (PAP smear testi) :

Gebelikte salgılanan hormonlar neticesinde rahim ağzı (cervix) kanserlerinde artış meydana gelmektedir. Bu nedenle gebelere ilk aylarında smear testi uygulanarak böyle bir durumun varlığı araştırılmalıdır. 

8. Hepatit B, Hepatit C, AIDS taraması :
Hepatit B için HbsAg ve Anti Hbs, Hepatit C için Anti HCV, AIDS için ise Anti HIV testleri yapılarak her hangi bir taşıyıcılık durumunun olup olmadığı araştırılır. 

Hepatit B taşıyıcı annelerin bebeklerine doğum sonrası aşı ile serum uygulaması yapılır ve belirli aralıklarla aşı tedavisi devam eder. Bu şekilde bebeğin aktif olarak bağışıklanması sağlanır. Ancak maalesef Hepatit C ve AIDS virüsünü taşıyan gebelerin doğan bebekleri için hastalıktan koruyucu etkin bir tedavi günümüzde bulunmamaktadır.

9. Tiroid fonksiyon testi:
Gebeliğin ilk haftalarında yapılan bu test ile annede tiroid hastalığı varlığı araştırılır ve uygun tedavi başlanır.

10-14. hafta 
1.Ense kalınlığı (Nuchal Translucency, NT) :
Bu haftalar arasında fetusun anatomik organları ve büyüklüğü değerlendirilir. Ayrıca ulrasonla ense kalınlığı (Nuchal Translucency, NT) ölçülür. Ense kalınlığının uygun ölçümün yapılabilmesi için fetus son adet tarihine göre 11 ile 13 hafta 6 gün arasında ve baş-popo mesafesi 45-84 mm arasında olmalıdır. Ense pilisinin kalınlığı; Trizomi 21 (Down sendromu, mongolizm), Trizomi 18 gibi kromozomal bozukluklarda ve bebeğin özellikle kalp gibi bazı organların problemlerinde artar.

Bu artışın nedeni bebeğin ense bölgesindeki sıvı birikimidir (ödem) ve bunu ultrasonla yakalamak mümkündür. Normal olarak bebeğin ense kalınlığı gebelik haftası ilerledikçe artar. Genel olarak 3 milimetrenin üstü patolojik kabul edilir ve bu durumda fetus özellikle Down sendromu açısından ileri değerlendirmeye alınır. 

2. İkili test : İkili testin amacı Down sendromunun erken gebelik haftalarında yakalanmasıdır. 

Son adet tarihine göre 9-13. gebelik haftaları arasında uygulanan testte anne adayından kan alınarak serbest β-HCG ve PAPP-A biyokimyasal değerlerine bakılır. Down sendromunda anne kanında, serbest β-HCG değerleri normalin iki katı yüksek iken PAPP-A değerleri normalin 2.5 da biri (%40ı) kadardır.

16-18. hafta 
1.Ultrason:
Fetus anomali taraması açısından değerlendirilir.

2. Üçlü Test:
Bebeğe ait Down sendromu, trizomi 18 gibi zeka geriliği ile giden kromozom bozuklukları ile nöral tüp defekti denilen beyin ve omuriliğie ait problemlerin taranmasıdır.

Üçlü test; gebeliğin 16-19. haftaları arasında anne kanından alınan örnekte β-HCG, alfa feto protein (AFP) ve bağlanmamış estriol (uE3) denilen üç biyokimyasal maddenin ölçümü ile yapılır. Bu ölçümler gebelik haftasına göre annenin yaşı, vücut ağırlığı, ırkı, annede diyabet olup olmaması, sigara içip içmediği, öyküde önceki gebeliklerin özellikleri ile birlikte değerlendirilir. Büyümekte olan bebekte olabilecek nöral tüp defekti ve bazı kromozomal anormalliklerle (Down sendromu ve trizomi 18) karşılaşılma riski hesaplanır.

Üçlü test bir tanı testi değil tarama testidir. Testin amacı bebek ve anne açısından riskli yöntemleri kullanmadan bebekte olabilecek anomali riskini saptamaktır. Eğer test sonucunda risk belirli bir düzeyin üzerinde çıkarsa amniyosentez adı verilen işlem yapılarak kesin tanı konulur.

Amniyosentez işleminde anne karnından ince ve uzun bir iğne yardımıyla bebeğin içinde yüzdüğü amniyon sıvısından örnek alınır. Tecrübeli ellerle yapıldığında oldukça ağrısız ve bebek için riskleri azdır. Alınan sıvıda bebeğe ait dökülen canlı hücreler vardır. Bu hücreler özel bir kültür ortamında bekletilerek üretilir. Üretilen hücreler belli bir safhada toplanılarak kromozomları ayrıştırılır ve mikroskop altında görüntülenerek kromozomlar analiz edilir.


Üçlü testte AFP yüksek ise ayrıntılı ultrason ile beyin dokusu ve omurgalar değerlendirilir. Ultrason ile saptanamayan bir durum varlığında amniyosentez yapılarak amniyotik sıvıdaki asetilkolin esteraz enziminin miktarına bakılarak tanı konabilir.

3. Dörtlü test: Üçlü teste kandaki İnhibin A değerinin ölçümü eklenmesiyle elde edilen testtir. 
Amniyosentez sonucu yakalanan Down sendromlu bebekler eğer aile gebeliği sonlandırmak istiyorsa sağlık kurulu kararlarıyla tahliye edilirler.

Üçlü test ile diğer bazı anomalileri de saptamak mümkündür. Bebeğin karın duvarı anomalilerinde (gastroşizis, omfalosel), böbrek anomalilerinde de test sonuçları yüksek çıkabilir. Bu nedenle üçlü testte artmış risk saptanan gebelere amniyosentez yapmadan önce tüm bu anomaliler açısından ayrıntılı ultrasonografik değerlendirme (II. basamak ultrasonografisi) yapılmalıdır.

20-22. hafta 
2. Basamak Ultrasonografi:
Bebeğe ait anomali varlığı değerlendirilir. Rahim ağzı uzunluğu ölçülür.

24-28. hafta 
1. Tam kan sayımı 

Anne adayının kan sayımı yapılarak gebeliğin bu ilerleyen haftalarında aneminin gelişip gelişmediğine bakılır.

2. Tam idrar tetkiki

İdrarda gizli enfeksiyonların varlığı araştırılır. Özellikle gebelerde her hangi bir şikayet oluşturmaksızın yalnızca idrar tahlillerinde bakteri ve lokosit görülmesi ile karakterize gizli idrar yolu enfeksiyonları (asemptomatik bakteriüri) erken doğuma ve böbrek enfeksiyonlarına (pyelonefrit) neden olabilir. Tam idrar tetkikinde böyle bir durum saptanırsa idrar kültür-antibiyogram testi yapılarak üreyen mikroorganizmanın türüne göre antibiyotik başlanmalıdır.

3. 50 gram glukoz yükleme testi
Bu gebelik haftasında kişilere sabah aç karınla 50 gram toz glukoz sulandırılarak içirilir ve bir saat sonrasında tetkik için kan alınır. Alınan kan örneğinde kan şekeri değerinin 140 mg/dl ve üzerinde olması durumunda test pozitif olarak kabul edilir ve bu gebelerde bir gün sonra 100 gram standart glukoz tarama testine geçilir. 

Gestasyonel diabeti olan gebelere diyetten kalori kısıtlaması yapılmazsa annenin kan şekeri değerlerinin genel olarak yüksek olmasının bir sonucu olarak; bebeğin normalden iri olması, doğumun zor olması, amnion suyunun normalden fazla olması ve buna bağlı erken doğum riskleri gibi durumlar oluşabilecektir. Ayrıca doğan bebeklerde doğum sonrası kan değerlerine bağlı metabolik sorunlar meydana gelebilecektir. 

4. İndirekt Coombs Testi :
Bu haftada yalnızca kan uyuşmazlığı olan gebeler yeniden İndirekt Coombs testine bakılarak değerlendirilir, sonuç negatif ise bebeğin etkilenmediği anlamına gelir. Bu durumda gebeliğin sonuna kadar etkilenmeden (immünizasyon) korumak amacıyla gebeye Anti D Immunglobulin iğnesi yapılıır.

32. hafta 
Ultrasonografide bebeğin gelişimi değerlendirilir. Ayrıca amniyon sıvısı, bebeğin duruş şekli, plasentanın yeri ve görüntüsü, bebeğin rahim içindeki aktif hareketleri incelenir.

34. hafta 

Bir önceki takipte olduğu gibi bebeğin gelişimi, suyu ve hareketleri incelenir. Gereken durumlarda NST (bebeğin kalp atışlarının çizdirilmesi) istenebilir.

36. hafta 

Utrasonografide özellikle bebeğin duruşu, amnion sıvısı, plasentanın görünümü ve bebeğin aktif hareketleri incelenir. Modifiye biyofizik profil olarak adlandırılan NST ve amnion sıvıs