Gebelikte Yapılan Testler
6-8. Hafta:
Gebelikte yapılan ilk kontroldür. Bu haftalarda yapılan tetkikler
1. Ultrasonografi:
Ultrasonda düzgün gebelik kesesi
içinde kalp atımı olan embriyo ile embriyoyu besleyen keseyi (yolk sac)
görmek mümkündür. Ultrasonda ayrıca rahimde myom, yumurtalıklarda kist
türü her hangi bir kitlenin varlığı araştırılır. Rahim ağzının uzunluğu
ve şekli de değerlendirilir. Bu gebelik haftalarında vajen içinden
(transvajinal yolla) yapılan ultrason karından (transabdominal) yapılana
göre daha net bilgi verir.
2. Kan grubu, Rh :
Gebenin kan grubu Rh negatif, eşinin kan grubu Rh pozitif olması
durumunda Kan uyuşmazlığı (Rh/rh) durumundan bahsedilir. Anne rahmindeki
bebeğin kan uyuşmazlığından etkilenip etkilenmediğini anlamak için ise
İndirect Coombs testi yapılmalıdır. İndirect coombs testi negatif olan
gebeler, kan uyuşmazlığına bağlı bebekte bir etkilenme durumunun
olmadığı anlaşılarak takibe alınırlar. 28.haftada tekrarlanan İndirect
coombs testi negatifliğinin devamı durumunda bebeği son aylara kadar kan
uyuşmazlığından korumak için Anti D Immunglobulin enjeksiyonu yapılır.
Yine, kan uyuşmazlıkları olan gebelerde doğumdan sonra bebeğin kan
grubuna bakılır. Kan grubunun Rh pozitif olması durumunda anneye yapılan
Anti D Immunglobulin uygulaması tekrarlanır. Anne adayı kan grubunun Rh
negatif, baba adayınınkinin ise Rh pozitif olması dışındaki tüm
olasılıklarda kan uyuşmazlığı söz konusu değildir.
3.Tam kan sayımı :
Tam kan sayımı ile gebeliğin başlangıcında herhangi bir kan eksikliği (anemi) durumunun varlığı araştırılır.
4. Kan biyokimyası:
Karaciğer ve böbrek hastalıklarının gebeliğin hemen başlangıcında
tespiti takip açısından önemlidir. Özellikle şeker hastalığı (diabet),
yüksek tansiyon (hipertansiyon) gibi sistemik rahatsızlıkların
varlığında bu testlerin önemi artar. Bu durumlarda hekimler ek olarak
bazı testler de isteyebilir.
5. TORCH taraması:
Toksoplasma, Rubella (Kızamıkçık), CMV (Sitomegalovirüs), Herpes Tip 2
enfeksiyonları Ig M ve Ig G antikorları taranır. Bu tür enfeksiyonlar
gebelik harici dönemlerde geçirildiğinde her hangi bir problem
oluşturmazken gebeliğin özellikle ilk üç ayında geçirildiğinde bebekte
bir takım sakatlıklara yol açabilir. Toksoplasma özellikle kedi ve köpek
dışkıları bulaşmış yenilen gıdalardan alınır. Özellikle çiğ et ve iyi
yıkanmamış meyve ve sebzeler Toksoplasma parazitinin geçmesinde rol
oynar. Gebeliğin başında yapılan antikor tarama testlerinde Ig M ve Ig G
antikorlarının her ikisinin de negatif olması durumu vücudun
toksoplasma paraziti ile hiç karşılaşmadığını gösterir. Bu durumda
gebeliğin sonuna dek toksoplasmadan korunma şarttır.
Toksoplazmadan korunmak için kedi, köpek cinsi hayvanlardan gebelik
süresince uzak durmak, eğer evde besleniyorsa aşılarını yaptırmak,
yenilen etleri iyi pişirmek, çiğ et yememek, yemek öncesi elleri iyi
yıkamak ve meyve-sebzeleri bolca suyla yıkamak gereklidir.
6. Tam idrar tahlili, idrar kültürü:
İlk kontrolte yapılan idrar tahlilleri böbrek fonksiyonlarının indirekt
bir göstergesi olduğu gibi gizli veya aşikar idrar yolu enfeksiyonu
varlığını konusunda da bilgi verir. İlk aylardaki idrar yolu
enfeksiyonları gebeliğe bağlı bulantı ve kusmaları arttırır, idrarda
yanma ve/veya kasık ağrılarına neden olabilir. Son aylardaki gizli veya
aşikar enfeksiyonlar ise erken doğum sancılarına sebep olabilir.
7. Servikovaginal smear testi (PAP smear testi) :
Gebelikte salgılanan hormonlar neticesinde rahim ağzı (cervix)
kanserlerinde artış meydana gelmektedir. Bu nedenle gebelere ilk
aylarında smear testi uygulanarak böyle bir durumun varlığı
araştırılmalıdır.
8. Hepatit B, Hepatit C, AIDS taraması :
Hepatit B için HbsAg ve Anti Hbs, Hepatit C için Anti HCV, AIDS için ise
Anti HIV testleri yapılarak her hangi bir taşıyıcılık durumunun olup
olmadığı araştırılır.
Hepatit B taşıyıcı annelerin bebeklerine doğum sonrası aşı ile serum
uygulaması yapılır ve belirli aralıklarla aşı tedavisi devam eder. Bu
şekilde bebeğin aktif olarak bağışıklanması sağlanır. Ancak maalesef
Hepatit C ve AIDS virüsünü taşıyan gebelerin doğan bebekleri için
hastalıktan koruyucu etkin bir tedavi günümüzde bulunmamaktadır.
9. Tiroid fonksiyon testi:
Gebeliğin ilk haftalarında yapılan bu test ile annede tiroid hastalığı varlığı araştırılır ve uygun tedavi başlanır.
10-14. hafta
1.Ense kalınlığı (Nuchal Translucency, NT) :
Bu haftalar arasında fetusun anatomik organları ve büyüklüğü
değerlendirilir. Ayrıca ulrasonla ense kalınlığı (Nuchal Translucency,
NT) ölçülür. Ense kalınlığının uygun ölçümün yapılabilmesi için fetus
son adet tarihine göre 11 ile 13 hafta 6 gün arasında ve baş-popo
mesafesi 45-84 mm arasında olmalıdır. Ense pilisinin kalınlığı; Trizomi
21 (Down sendromu, mongolizm), Trizomi 18 gibi kromozomal bozukluklarda
ve bebeğin özellikle kalp gibi bazı organların problemlerinde artar.
Bu artışın nedeni bebeğin ense bölgesindeki sıvı birikimidir (ödem) ve
bunu ultrasonla yakalamak mümkündür. Normal olarak bebeğin ense
kalınlığı gebelik haftası ilerledikçe artar. Genel olarak 3 milimetrenin
üstü patolojik kabul edilir ve bu durumda fetus özellikle Down sendromu
açısından ileri değerlendirmeye alınır.
2. İkili test : İkili testin amacı Down sendromunun erken gebelik haftalarında yakalanmasıdır.
Son adet tarihine göre 9-13. gebelik haftaları arasında uygulanan testte
anne adayından kan alınarak serbest β-HCG ve PAPP-A biyokimyasal
değerlerine bakılır. Down sendromunda anne kanında, serbest β-HCG
değerleri normalin iki katı yüksek iken PAPP-A değerleri normalin 2.5 da
biri (%40ı) kadardır.
16-18. hafta
1.Ultrason: Fetus anomali taraması açısından değerlendirilir.
2. Üçlü Test: Bebeğe ait Down sendromu, trizomi 18 gibi
zeka geriliği ile giden kromozom bozuklukları ile nöral tüp defekti
denilen beyin ve omuriliğie ait problemlerin taranmasıdır.
Üçlü test; gebeliğin 16-19. haftaları arasında anne kanından alınan
örnekte β-HCG, alfa feto protein (AFP) ve bağlanmamış estriol (uE3)
denilen üç biyokimyasal maddenin ölçümü ile yapılır. Bu ölçümler gebelik
haftasına göre annenin yaşı, vücut ağırlığı, ırkı, annede diyabet olup
olmaması, sigara içip içmediği, öyküde önceki gebeliklerin özellikleri
ile birlikte değerlendirilir. Büyümekte olan bebekte olabilecek nöral
tüp defekti ve bazı kromozomal anormalliklerle (Down sendromu ve trizomi
18) karşılaşılma riski hesaplanır.
Üçlü test bir tanı testi değil tarama testidir. Testin amacı bebek ve
anne açısından riskli yöntemleri kullanmadan bebekte olabilecek anomali
riskini saptamaktır. Eğer test sonucunda risk belirli bir düzeyin
üzerinde çıkarsa amniyosentez adı verilen işlem yapılarak kesin tanı
konulur.
Amniyosentez işleminde anne karnından ince ve uzun bir iğne yardımıyla
bebeğin içinde yüzdüğü amniyon sıvısından örnek alınır. Tecrübeli
ellerle yapıldığında oldukça ağrısız ve bebek için riskleri azdır.
Alınan sıvıda bebeğe ait dökülen canlı hücreler vardır. Bu hücreler özel
bir kültür ortamında bekletilerek üretilir. Üretilen hücreler belli bir
safhada toplanılarak kromozomları ayrıştırılır ve mikroskop altında
görüntülenerek kromozomlar analiz edilir.
Üçlü testte AFP yüksek ise ayrıntılı ultrason ile beyin dokusu ve
omurgalar değerlendirilir. Ultrason ile saptanamayan bir durum
varlığında amniyosentez yapılarak amniyotik sıvıdaki asetilkolin esteraz
enziminin miktarına bakılarak tanı konabilir.
3. Dörtlü test: Üçlü teste kandaki İnhibin A değerinin ölçümü eklenmesiyle elde edilen testtir.
Amniyosentez sonucu yakalanan Down sendromlu bebekler eğer aile gebeliği
sonlandırmak istiyorsa sağlık kurulu kararlarıyla tahliye edilirler.
Üçlü test ile diğer bazı anomalileri de saptamak mümkündür. Bebeğin
karın duvarı anomalilerinde (gastroşizis, omfalosel), böbrek
anomalilerinde de test sonuçları yüksek çıkabilir. Bu nedenle üçlü
testte artmış risk saptanan gebelere amniyosentez yapmadan önce tüm bu
anomaliler açısından ayrıntılı ultrasonografik değerlendirme (II.
basamak ultrasonografisi) yapılmalıdır.
20-22. hafta
2. Basamak Ultrasonografi: Bebeğe ait anomali varlığı değerlendirilir. Rahim ağzı uzunluğu ölçülür.
24-28. hafta
1. Tam kan sayımı
Anne adayının kan sayımı yapılarak gebeliğin bu ilerleyen haftalarında aneminin gelişip gelişmediğine bakılır.
2. Tam idrar tetkiki
İdrarda gizli enfeksiyonların varlığı araştırılır. Özellikle gebelerde
her hangi bir şikayet oluşturmaksızın yalnızca idrar tahlillerinde
bakteri ve lokosit görülmesi ile karakterize gizli idrar yolu
enfeksiyonları (asemptomatik bakteriüri) erken doğuma ve böbrek
enfeksiyonlarına (pyelonefrit) neden olabilir. Tam idrar tetkikinde
böyle bir durum saptanırsa idrar kültür-antibiyogram testi yapılarak
üreyen mikroorganizmanın türüne göre antibiyotik başlanmalıdır.
3. 50 gram glukoz yükleme testi
Bu gebelik haftasında kişilere sabah aç karınla 50 gram toz glukoz
sulandırılarak içirilir ve bir saat sonrasında tetkik için kan alınır.
Alınan kan örneğinde kan şekeri değerinin 140 mg/dl ve üzerinde olması
durumunda test pozitif olarak kabul edilir ve bu gebelerde bir gün sonra
100 gram standart glukoz tarama testine geçilir.
Gestasyonel diabeti olan gebelere diyetten kalori kısıtlaması yapılmazsa
annenin kan şekeri değerlerinin genel olarak yüksek olmasının bir
sonucu olarak; bebeğin normalden iri olması, doğumun zor olması, amnion
suyunun normalden fazla olması ve buna bağlı erken doğum riskleri gibi
durumlar oluşabilecektir. Ayrıca doğan bebeklerde doğum sonrası kan
değerlerine bağlı metabolik sorunlar meydana gelebilecektir.
4. İndirekt Coombs Testi :
Bu haftada yalnızca kan uyuşmazlığı olan gebeler yeniden İndirekt Coombs
testine bakılarak değerlendirilir, sonuç negatif ise bebeğin
etkilenmediği anlamına gelir. Bu durumda gebeliğin sonuna kadar
etkilenmeden (immünizasyon) korumak amacıyla gebeye Anti D Immunglobulin
iğnesi yapılıır.
32. hafta
Ultrasonografide bebeğin gelişimi değerlendirilir. Ayrıca amniyon
sıvısı, bebeğin duruş şekli, plasentanın yeri ve görüntüsü, bebeğin
rahim içindeki aktif hareketleri incelenir.
34. hafta
Bir önceki takipte olduğu gibi bebeğin gelişimi, suyu ve hareketleri
incelenir. Gereken durumlarda NST (bebeğin kalp atışlarının
çizdirilmesi) istenebilir.
36. hafta
Utrasonografide özellikle bebeğin duruşu, amnion sıvısı, plasentanın
görünümü ve bebeğin aktif hareketleri incelenir. Modifiye biyofizik
profil olarak adlandırılan NST ve amnion sıvıs